Biyografiler

Biyografiler

Engin Arık, 14 Ekim 1948'de İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Fizik-Matematik Bölümünden 1969 yılında mezun olduktan sonra, bilimsel merakını daha ileri taşıyarak Pittsburgh Üniversitesi'nde yüksek lisans ve doktora eğitimine başladı. Bu süre zarfında, deneysel yüksek enerji fiziği üzerine çalışmalara katıldı ve bu alanda önemli bilimsel katkılar sağladı.

1976 yılında doktorasını tamamlayan Arık, Londra Üniversitesi ve Rutherford Laboratuvarları'nda doktora sonrası araştırmacı olarak görev yaptı. Bu dönemde, nükleer fizik alanında yapılan önemli çalışmalara imza attı ve uluslararası alanda tanınan bir bilim insanı olarak kabul görmeye başladı.

1979 yılında Türkiye’ye dönerek Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü'ne katıldı. Burada, 1981 yılında doçentlik unvanını aldı ve akademik kariyerine hız kazandırdı. Engin Arık, 1983 yılında kısa bir süreliğine akademiden ayrılarak Control Data firmasında uzman olarak çalıştı, ancak bilim ve eğitim alanındaki tutkusu onu tekrar akademiye dönmeye itti. 1988 yılında profesörlük unvanını alarak, bilimsel çalışmalarını daha da ileriye taşıdı.

1997-2000 yılları arasında Viyana Nükleer Denemeleri Yasaklama Anlaşması Teşkilatı'nda görev aldı ve bu dönemde nükleer silahsızlanma konusunda önemli projelerde yer aldı. Engin Arık, aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü'nde uzun yıllar boyunca öğretim üyesi olarak genç bilim insanları yetiştirdi.

İsviçre'nin Cenevre kenti yakınlarında bulunan "European Organization for Nuclear Research" (CERN) Atlas Deneyi’nde önemli roller üstlenen Engin Arık, Türkiye'nin bu uluslararası projedeki etkinliğini artırmak için çaba gösterdi. Türkiye'nin CERN'e tam üye olması yönünde büyük çabalar sarf etti ve bu konuda birçok bilimsel toplantıda Türkiye'yi temsil etti.

Engin Arık, evli ve iki çocuk annesi olarak da bilinir. Ailesiyle birlikte İstanbul’da yaşayan Arık, bilime ve ailesine adanmış bir hayat sürdürdü. Engin Arık, 30 Kasım 2007 tarihinde trajik bir uçak kazası sonucu hayatını kaybetti. Ancak geride bıraktığı bilimsel miras ve yetiştirdiği öğrencilerle, bilim dünyasında yaşamaya devam ediyor.

Engin Arık hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

Cahit Arf 1910 yılında, o dönem Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı olan Selanik'te doğdu. Yüksek öğrenimini Paris'te, Ecole Normale Superieure de tamamladı. Galatasaray Lisesi'nde matematik öğretmeni, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde doçent adayı olarak çalıştı. 1938 yılında Göttingen Üniversitesi'nden doktorasını aldıktan ve 1 yıl daha Almanya'da kaldıktan sonra İstanbul Üniversitesi'ndeki görevine döndü. 1943 yılında profesör, 1955 yılında ordinaryüs profesör oldu. Bu arada Maryland üniversitesinde misafir profesör olarak çalıştı ve Mainz akademisi muhabir üyeliğine seçildi.

1962 yılında İstanbul Üniversitesi'nden ayrılarak bir yıl süreyle Robert Kolej'inde öğretim üyeliği yaptı. 1964-1966 yılları arasında Princeton' da Instute for Advanced Study' de (İleri Araştırmalar Enstitüsü) araştırmalarını sürdürdü. 1966-1967 döneminde Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsünde misafir öğretim üyesi olarak araştırmalar yaptı. 1967 yılında yurda dönerek ODTÜ Matematik Bölümü'nde çalışmaya başladı. TÜBİTAK' ın kuruluşu ve gelişimi için büyük çaba sarfetti; bu kurumun ilk bilim kurulu başkanı oldu. 1980 yılında ODTÜ' den kendi isteği ile emekli oldu.

1985-1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği'nin başkanlığını yaptı, ayrıca "Doğa Turkish Journal of Mathematics” ve "Turkish Journal of Mathematics” adlı dergilerde yayın kurulu üyeliklerinde bulundu. Ölümüne dek TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM)'nde ve Bebek-İstanbul’daki evinde matematik çalışmalarını sürdürdü. Cahit Arf, 1939 yılında yayınlanan ilk araştırması ile başlayarak, cebir, sayılar kuramı, elastisite kuramı ve analiz gibi matematiğin değişik dallarında yaptığı çalışmalarında özgün ve kalıcı sonuçlar elde etmiştir.

1948 yılında İnönü Ödülü'nü, 1974 yılında TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazanan Arf'a, 1980 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ), 1981 yılında da ODTÜ onur doktorası vermişlerdir. 1988 yılında Mustafa Parlar Bilim ve Onur Ödülü'nü, 1989 yılında da Ege Üniversitesi şükran plaketini almış; 1993 yılında TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi ) onur üyesi olmuştur. 1994 yılında kendisine, Fransa devleti tarafından “Commandeur des Palmes Acadömicque” nişanı verilmiştir.

Yaşamı boyunca tutkuyla bilime bağlı olan, matematikte sonsuzluğu hisseden, sonsuzluğun verdiği mutlulukla yaşayan ve matematikte kendini ölümsüz hissettiğini dile getiren bu büyük matematikçimiz 26 Aralık 1997 tarihinde sonsuzluğa göçtü.

Cahit Arf hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

Prof. Erdal İnönü (6 Haziran 1926, Ankara - 31 Ekim 2007, Houston), Türk bilim insanı ve siyasetçi, İsmet ve Mevhibe İnönü'nün oğludur. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Caltech'de yüksek lisans ve doktora yapmış, Türkiye'ye dönüşte Ankara Üniversitesi'nde fizik asistanı olarak çalışmaya başlamıştır. 1964-1974 yılları arasında ODTÜ'de fizik profesörü olarak görev yapmış, ardından 1974-1983 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi'nde çalışmıştır. Ayrıca, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi'nde Temel Bilimler Enstitüsü'nün kurucu müdürlüğünü yapmış ve çeşitli uluslararası kuruluşlarda görev almıştır.
 
1983 yılında siyasete atılan İnönü, Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) ve ardından Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) genel başkanı olarak siyasi kariyerine devam etmiş, 1986, 1987 ve 1991 seçimlerinde İzmir Milletvekili olarak seçilmiştir. 1991-1993 yılları arasında koalisyon hükümetinde başbakan yardımcısı ve devlet bakanı olarak görev yapmış, 1995'te kısa bir süre dışişleri bakanı olmuştur.
 
Bilimsel çalışmaları arasında nötron taşınım teorisi üzerine katkıları ve İnönü-Wigner Grup Büzülmesi teorisi bulunmaktadır. 1974'te TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü ve 2004'te Wigner Madalyası'nı kazanmıştır. Ayrıca, Türk bilim tarihi üzerine çeşitli eserler yazmış ve önemli konferansların düzenlenmesine katkı sağlamıştır.
 
Erdal İnönü, 1995, 1998 ve 2001 yıllarında üç ciltlik "Anılar ve Düşünceler" serisini yayımlamış, Türkiye'de bilimin gelişimi üzerine birçok değerli çalışmaya imza atmıştır. Ayrıca Sabancı Üniversitesi'nde bilim tarihi dersleri vererek akademik hayatını sürdürmüştür.
 
31 Ekim 2007'de ABD'nin Houston kentinde vefat eden İnönü, Sevinç Hanım ile evliydi ve İngilizce ile Fransızca bilmekteydi. Türkiye'nin hem bilim hem de siyaset alanında önemli katkılarda bulunan değerli bir şahsiyettir.

Erdal İnönü hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

Asım Orhan Barut, 1926 yılında Malatya'da doğmuş, doğum tarihi ve ismiyle ilgili ilginç anıları Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde düzenlenen onur doktorası töreninde anlatmıştır. Barut, "yazın en sıcak gününde" doğduğunu belirterek, okula erken başlamak için yaşının bir yıl büyük gösterildiğini ve doğum tarihi olarak 24 Haziran 1926'nın belirlendiğini belirtmiştir. Adı, o dönemde Malatya'dan geçen Mustafa Asım isminde bir alimden ilham alınarak verilmiş, "Orhan" ismi sonradan eklenmiştir.
 
Barut, ilkokul yıllarında öğretmenlerinin büyük sevgisi ve desteğiyle eğitim hayatına başlamış, matematiğe olan ilgisi ortaokulda cebir dersleriyle gelişmiştir. 1943'te lise eğitimini tamamlayarak İstanbul Teknik Üniversitesi'nde mühendislik eğitimi almıştır. Ardından İsviçre'de ETH'de eğitimine devam eden Barut, burada dil öğrenme yeteneği sayesinde Almanca öğrenmiş ve eğitimine başlamıştır.
 
ETH'de aldığı temel eğitim ve kuramsal derslerdeki başarısı sayesinde, Barut fizik ve matematik alanında derinlemesine çalışmalar yapmıştır. 1952'de doktorasını tamamladıktan sonra, 1953'te kazandığı Rockefeller bursu ile Chicago Üniversitesi'ne gitmiş ve burada Enrico Fermi'nin derslerine katılarak kuramsal fizik alanında önemli adımlar atmıştır.
 
1954-1955 yıllarında Oregon'daki Reed Koleji'nde öğretim üyeliği yapmış, 1959-1960 döneminde CERN'de araştırmalarını sürdürmüştür. 1962'de Colorado Üniversitesi Fizik Bölümü'ne profesör olarak atanmış ve burada temel parçacıklar ve yüksek enerji fiziği alanında özgün araştırmalar yapmıştır. Barut, 6 Aralık 1994'teki ölümüne dek bu bölümde çalışmaya devam etmiştir.
 
Asım Orhan Barut hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız
Feza Gürsey, 7 Nisan 1921'de Anadoluhisarı'nda doğdu. Babası Dr. Reşit Süreyya Gürsey, annesi ise Sorbonne'dan Kimya Doktorası almış Prof. Dr. Remziye Hisar'dır. Galatasaray Lisesi'ni birincilikle bitiren Gürsey, İstanbul Üniversitesi Fizik-Matematik Bölümü'nden mezun olduktan sonra, Londra'da Imperial Kolej'de doktora yaptı. 1950'de tamamladığı doktora tezi "Kuvaterniyonlarla Alan Denklemlerine Uygulanışı" üzerineydi. 1951'de Cambridge Üniversitesi'nde genel görelilik ve kuvaterniyonlar üzerinde çalıştı.
 
1957'de ABD'deki Brookhaven Ulusal Laboratuvarı'nda başladığı çalışmalar, Princeton, Columbia, Berkeley ve Brookhaven'da devam etti. 1961'de ODTÜ Kuramsal Fizik Bölümü'nde profesör olarak göreve başladı ve ODTÜ'nün uluslararası alanda tanınmasında büyük rol oynadı. 1968'de Yale Üniversitesi'nde profesörlük teklifini kabul eden Gürsey, ODTÜ ile Yale arasında gidip geldi. 1974'te ODTÜ'den ayrılmak zorunda kalan Gürsey, Yale Üniversitesi'nde profesör olarak görev yaptı ve 1991'de emekli oldu.
 
Feza Gürsey'in çalışmaları, parçacık fiziği fenomenolojisi, büyük birleşme modelleri, süper sicimler, grup kuramının çekirdek fiziği ve genel görelilikte kullanımı gibi geniş bir yelpazeyi kapsar. 1964'te SU(6) bakışımını ortaya koyarak ününü pekiştirdi ve bu simetrinin deneyle doğrulanmasıyla bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. Ayrıca, kuvantum renk dinamiği kuramının gelişiminde önemli katkılarda bulundu.
 
Aldığı ödüller arasında TÜBİTAK Bilim Ödülü, Einstein Madalyası, College de France Madalyası ve Wigner Madalyası bulunur. Gürsey, 13 Nisan 1992'de New Haven'da vefat etti ve Anadoluhisarı'ndaki aile kabristanına defnedildi. Çalışmaları ve başarılarıyla bilim dünyasında unutulmaz bir iz bırakan Gürsey, Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli bilim insanlarından biri olarak anılmaktadır.
 
Feza Gürsey hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız
1 Şubat 1894 tarihinde İstanbul' da doğmuştur. İlk öğrenimini Halep' de yapmıştır. Orta öğrenimini kısmen özel olarak evde ve kısmen de sınavla girdiği Hendese-i Mülkiye'nin ilk sınıflarında yapmıştır. Yüksek öğrenimini Yüksek Mühendis Mektebi' nde yapmış; 1914 yılında mezun olmuştur. Aynı yıl matematik okumak üzere Berlin Üniversitesi'ne gönderilmiş ve 22 Ağustos 1919 tarihinde Erlangen’de ”Über die Tragheitsformen eines Modulsystems" başlıklı tezini savunarak doktora sınavını geçirmiştir. Bundan sonra İstanbul' a dönen Kerim Erim, Yüksek Mühendis Mektebi'nde analitik geometri, kuramsal aritmetik ve mekanik konularında dersler vermiştir. Kısa bir süre sonra profesör, ardından Ordinaryüs payesini kazanmıştır.
1933 yılında Maarif Vekilliği kendisini İstanbul Üniversitesi Reformu için görevlendirdiği komiteye üye seçmiştir- Reform gerçekleştikten sonra Kerim Erim, 1 Ağustos 1933 tarihinde Fen Fakültesi Temami ve Tefazuli Yüksek Riyâzîye ve Tahlil ordinaryüs profesörlüğüne ve aynı fakültenin dekanlığına tayin edilmiştir. Ancak dekanlık görevinden kısa bir süre sonra ayrılmıştır. Kerim Erim, Köln Üniversitesi' nin 24-26 Haziran 1938 tarihinde yapılan 550. yılı kutlamasına İstanbul Üniversitesi adına Doç. Orhan Alisbah’la katılmıştır.
Matematik Enstitüsü Direktörü Richard von Mises'ın fakülteden ayrılması üzerine, 1939-1940 döneminde enstitü direktörlüğü yapmıştır. 1942-1943 ders yılının açılış dersini "zaman ve mekân” konusu üzerine vermiştir. Kerim Erim, uzun yıllar boyunca faaliyetini hem Yüksek Mühendis Mektebi'nde hem de Fen Fakültesi' nde devam ettirmiştir. Ancak 1946 yılında çıkan üniversite kanunu iki ayrı yerde çalışmasına izin vermediğinden, Fen Fakültesi'ndeki vazifesini tercih ederek Yüksek Mühendis Mektebi' nden ayrılmış ve 1948- 1950 yılları arasında Fen Fakültesi dekanlığı yapmıştır. 28 Aralık 1952 tarihinde vefat etmiştir.
 
Kerim Erim hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

10 Temmuz 1899 tarihinde İsviçre'de dünyaya gelen Ord. Prof. Dr. Kurt Zuber, Zürih Üniversitesi Fizik Bölümü'nden mezun olmuştur. Türkiye'nin ilk ve en köklü üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Denel Fizik Enstitüsü'nde, 1944 yılının şubat ayında göreve başlamıştır. Binasız (Zeynep Hanım Konağı adı verilen tarihi Fen Fakültesi binası 28 Şubat 1942 tarihinde tamamen yanmıştı) ve laboratuvarsız bu enstitüyü kısa zamanda geliştirerek, 1950' li yıllarda Avrupa'daki benzerleri düzeyine getirmeyi başarmıştır. Her adımda karşısına çıkan mevzuat engellerini aşmak için büyük mücadele vermiştir. Bir ara "Efendim! Türkiye çok çabuk kalkınır; ama mevzuat müsaade etmiyor!” diye haykırdığı söylenir. Ord. Prof. Dr. K. Zuber, emekli olduğu 1970 yılına kadar, aralarında Ege Üniversitesi Fizik Bölümü kurucularının da yer aldığı birçok fizikçi bilim İnsanı yetiştirerek, Türkiye'de modern fiziğin gelişimine büyük katkılarda bulunmuştur. Mössbauer olayının öncülerinden olan Ord. Prof. Dr. K. Zuber'in, nükleer fizik ve ultrases alanlarında birçok deneysel araştırma yayını ve Prof. Dr. Cavid Ener tarafından Türkçe'ye çevrilen” Denel Fizik” adlı bir ders kitabı vardır, Türkiye'yi ve Türkleri çok seven Ord. Prof. Dr. Kurt Zuber, planını bizzat yaptığı İstanbul-Bebek semtindeki villasını, İsviçre'ye dönerken Darüşşafaka Cemiyeti' ne hibe etmiştir. Ord. Prof. Dr. K. Zuber, 1991 Mayıs ayında İsviçre'nin Bern kentinde vefat etmiştir.


Kurt Zuber hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

YÜZYILLIK BİLİM ÇINARI "HOCALARIN DEDESİ” ALİ RIZA BERKEM'İN 99 YILLIK YAŞAM ÖYKÜSÜ 
 
Ali Rıza Berkem'in yaşam öyküsü, 1908'de İzmir'in Seferihisar ilçesinde başlayan ve 99 yıl süren zengin, renkli ve olaylarla dolu bir hayatı kapsar. Berkem, Yunan işgali altında geçen çocukluk yıllarında Mustafa Kemal'e duyduğu hayranlıkla şekillenen bir Atatürkçü olarak, İzmir Erkek Lisesi'ni birincilikle bitirip burslu olarak Avrupa'da eğitim görür. Montpellier Üniversitesi'nde kimya mühendisliği diplomasını en iyi dereceyle alan Berkem, Türkiye'ye döndüğünde İstanbul Üniversitesi'nde uzun yıllar sürecek akademik kariyerine başlar ve Türk kimya biliminin gelişimine önemli katkılarda bulunur.
 
Berkem, 1933 üniversite reformunun öncülerinden biri olarak İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde fizikokimya kürsüsünü yönetir ve 1950'de profesör olur. ABD'de misafir profesörlük yapar, Fen Fakültesi dekanlığına seçilir ve Kimya Fakültesi'nin kurucusu olur. Akademik yaşamı boyunca öğrenci sorunlarıyla yakından ilgilenir, çeşitli komitelerde ve kurullarda görev alır, sayısız bilimsel makale ve kitap yayınlar.
 
Emekliliğini kabul etmeyen Berkem, yaşamının son dönemine kadar Türkiye Kimya Derneği'nin çalışmalarına yoğunlaşır. TÜBİTAK Hizmet Ödülü de dahil olmak üzere birçok ödül alan Berkem, aynı zamanda ailesiyle de mutlu bir yaşam sürer. Onun enerjik ve üretken kişiliği, bilim dünyasına ve topluma büyük katkılar sağlamış, ardında unutulmaz bir miras bırakmıştır.
 
Ali Rıza Berkem hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

Prof. Dr. Fahir Yeniçay, 1902 yılında İstanbul'da doğmuş ve Türkiye'nin ilk atom fizikçisi olarak tanınmıştır. Saint Joseph Lisesi'nde tamamladığı orta öğretiminin ardından, 1922 yılında İstanbul Dâr-ül-Fünûnu'nda (bugünkü İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi) fizik ve kimya öğrenimine başlamıştır. 1927 yılında Fransa'ya giderek Sorbonne Üniversitesi'nde Nobel Ödüllü J. B. Perrin yönetiminde "Su ve Civa Üzerinde Tek Moleküllü Filmler" adlı teziyle doktorasını tamamlamıştır. 1930 yılında Türkiye'ye dönen Yeniçay, İstanbul Üniversitesi'nde akademik kariyerine başlamış, 1939-1948 yılları arasında Fen Fakültesi dekanlığı ve 1953-1955 yılları arasında rektörlük yapmıştır.

Prof. Dr. Yeniçay, 1950 yılında Türk Fizik Derneği'nin kurucuları arasında yer almış ve 1976 yılına kadar derneğin başkanlığını yürütmüştür. İstanbul Üniversitesi'nde Atom ve Çekirdek Fiziği Kürsüsü'nü kurarak, Türkiye'de fizik biliminin gelişimine büyük katkılarda bulunmuştur. 1959 yılında Cockroft-Walton tipi yüklü parçacık hızlandırıcısı gibi önemli laboratuvarları kurmuş ve Türkiye'de plazma fiziği çalışmalarını başlatmıştır. 1973 yılında emekli olmasına rağmen, 1976'ya kadar Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nda (TAEK) görev yapmıştır.

Fahir Yeniçay, Türkiye'de pek çok fizikçinin yetişmesine öncülük etmiş, bilimsel yayınlar ve çeviri eserlerle fizik eğitimine katkıda bulunmuştur. TÜBİTAK Hizmet Ödülü'ne layık görülen Yeniçay, 1988 yılında vefat etmiştir. Sporcu kimliğiyle de tanınan Fahir Yeniçay, Fenerbahçe ve Türk Milli Futbol Takımı'nda forma giymiş, İstanbul Üniversitesi'nde spor alanlarının gelişimine katkıda bulunmuştur.

 

Fahir Yeniçay hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

Prof. Dr. Fikret Kortel: Hocaların Hocası
 
1916 yılında İstanbul İstinye'de doğan Fikret Kortel, fizik ve matematik alanında ömrünü bilime ve genç nesillerin yetişmesine adamış değerli bir bilim insanıdır. Babası Mühendishane-i Humayun mezunu ve Türkiye'nin ilk elektrik mühendislerinden Hüsnü Rıza Bey, annesi ise müziğe yatkın, Fransızca bilen bir ev hanımı olan Vecihe Hanım'dır.
 
Eğitimine İstanbul'da Kayalar Mektebi'nde başlayan Kortel, Feyziye Mektebi ve Robert Koleji'nde devam etti. Robert Koleji'nde spor ve müzikle ilgilendi ve çeşitli spor dallarında şampiyonluklar kazandı. 1933 yılında şeref listesinde mezun olduktan sonra lise eğitimine Almanya'da devam etti. 1936 yılında Berlin Herder Oberrealschule'nin fen kolundan mezun oldu ve Techniche Hochschule'de makine mühendisliği okumaya başladı. Ancak, fizik ve matematiğe olan tutkusu nedeniyle bu alana yönelmeye karar verdi.
 
İkinci Dünya Savaşı nedeniyle Berlin'e dönemeyen Kortel, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ne yazıldı ve burada kendi kendine çalışmalarına devam etti. 1950 yılında doktorasını tamamladıktan sonra, 1952 yılında Heisenberg'in davetiyle Göttingen Max Planck Enstitüsü'nde çalıştı. Türkiye'ye döndüğünde İstanbul Üniversitesi Teorik Fizik Kürsüsü'nde görev aldı ve Feza Gürsey ile birlikte çalıştı. Ayrıca, 1957'den sonra Robert Kolej Yüksek Okulu — Boğaziçi Üniversitesi'nde Matematik Bölümü'nde ders verdi.
 
1984 yılında emekli olmasına rağmen, bilimsel çalışmalardan kopmayan Kortel, 2004 yılında 88 yaşında hayatını kaybetti. Mutlu bir evliliği ve iki iyi yetişmiş çocuğu olan Kortel, yetiştirdiği yüzlerce öğrenci ile hatırlanır. 1981 yılında TÜBİTAK Hizmet Ödülü'nü alan Kortel, Nobel ödüllü bilim insanları ile ortak makale yazan Türk bilim insanlarından biridir. Eğitim ve hayat felsefesini şu sözlerle özetlemiştir: "Derslerimde daha ziyade iyi öğrencilere yardımcı olmaya çalıştım."
 
Prof. Dr. Fikret Kortel, karşılaştığı tüm engellere rağmen bilime adanmış bir hayat sürmüş ve birçok nesil için ilham kaynağı olmuştur.
 
Fikret Kortel hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız
Prof. Dr. Behram N. Kurşunoğlu, 1922 yılında Trabzon'un Çaykara ilçesinde doğdu. Eğitimini Ankara Üniversitesi'nde tamamladıktan sonra İngiltere'ye yerleşerek Edinburgh ve Cambridge Üniversitelerinde öğrenim gördü. Doktora çalışmaları sırasında Albert Einstein ile mektuplaşan Kurşunoğlu, 1953 yılında Cornell Üniversitesi'nde görev aldığı sıralarda Einstein'ı Princeton'daki evinde ziyaret etti.
 
Prof. Kurşunoğlu, Miami Üniversitesi'nde Kuramsal Çalışmalar Merkezi'ni (Center for Theoretical Studies) kurarak, 1965 yılında emekliye ayrıldığı 1992 yılına kadar burada bilim adamları eğitti ve fikir alışverişinde bulunmalarını sağladı. Bu merkezdeki çalışmaları sırasında, Nobel ödülü kazanan 35 bilim insanı ile iş birliği yaptı. J. Robert Oppenheimer, merkezi ilk ziyaret eden ve akademik ününün yayılmasına yardım eden fizikçilerden biri olmuştur. Merkezde düzenlenen toplantılar, Orbis Scientiae adıyla biliniyordu.
 
Prof. Kurşunoğlu, genelleştirilmiş görelilik kuramını ortaya atan kişi olarak tüm dünyaca tanındı ve kuantum fiziği alanında önemli araştırmalara imza attı. Ayrıca, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun (TAEK) kurucu üyelerinden biri olarak görev yaptı ve bir dönem Genelkurmay Başkanlığı danışmanlığı ile Birleşmiş Milletler Komisyonu'nda çalıştı.
 
1970'lerin ortasında, Global Foundation adlı ikinci bir araştırma merkezi kurdu ve emekliliğine kadar Orbis Scientiae toplantılarını burada düzenledi. Prof. Kurşunoğlu, birleşik alan kuramı üzerinde yoğunlaştı ve daha sonraki yıllarda çekirdek enerjisi konuları ile ilgilendi.
 
Prof. Dr. Behram N. Kurşunoğlu, 25 Ekim 2003'te Florida'nın Coral Gables beldesinde aniden kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Ölümünden yaklaşık bir ay kadar önce, bilim dünyasına kalıcı bir eser bırakmak amacıyla İngilizce olarak yazdığı kitabını yayına hazır hale getirmişti, ancak ani ölümü nedeniyle bu kitap henüz yayımlanmadı.
 
Prof. Kurşunoğlu'nun önemli eserleri arasında "Modern Nicem Kuramı (Modern Quantum Theory)" ve "Büyük Bir Fizikçiyi Anımsarken: Paul Adrien Maurice Dirac" bulunmaktadır. Eşi Sevda, kızları Dr. Sevil Kurşunoğlu ve Ayda Weiss ile oğlu Dr. İsmet Kurşunoğlu ABD'de yaşamaktadırlar.
 
Prof. Kurşunoğlu, bilime olan katkıları ve eğittiği bilim insanlarıyla uluslararası alanda büyük bir saygı ve takdir kazanmış, bilim dünyasına yaptığı hizmetlerle anılmaya devam edecektir.
 
Behram N. Kurşunoğlu hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız
Prof. Dr. Şevket Erk, 7 Mart 1944'te İstanbul'da doğdu. 1951 yılında Kızıltoprak İlkokulu'na başladı ve 1956-1963 yılları arasında Saint-Joseph Fransız Erkek Lisesi'nde orta öğrenimini tamamladı. 1967 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik-Matematik Bölümü'nden mezun oldu ve aynı yıl İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Denel Fizik Kürsüsü'nde asistan olarak atandı.
 
1968-1969 yıllarında Montreal Üniversitesi'nde ders asistanı olarak çalıştı ve "Atomic Energy of Canada Limited"de reaktör işletmesinde staj yaptı. 1970 yılında Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde "İşletme Şefi" olarak görevlendirildi ve 1977'ye kadar bu görevi sürdürdü. 1972-1973 yıllarında Milletlerarası Atom Enerjisi Ajansı bursuyla Fransa'da çeşitli nükleer araştırma merkezlerinde incelemelerde bulundu.
 
1979 yılında üniversite doçentliği unvanını kazandı ve 1980'de ÇNAEM'den ayrılarak İstanbul Üniversitesi'ne döndü. 1982-1983 yıllarında Fransa'da Grenoble Nükleer Araştırma Merkezi'nde çalıştı. 1985 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi'nde profesörlük kadrosuna başvurarak profesör oldu ve Fizik Bölümü başkanlığına atandı. 1987-1996 yılları arasında Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığı yaptı.
 
Prof. Dr. Şevket Erk, 3 ders kitabı, 5 laboratuvar kitabı ve çok sayıda makale yazdı. 1995 yılında Fransız Hükümeti tarafından "Palmes Academiques Officier" nişanıyla onurlandırıldı. Temmuz 2002'de akciğer kanseri teşhisi kondu ve 6 Eylül 2003'te vefat etti.
 
Şevket Erk hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız
Harald Perlitz, 1889 yılında Talinn' de (Bugünkü Estonya) doğmuştur. 1908-1912 yılları arasında St. Petersburg İmperial Üniversitesi Fizik Bölümü' nde okudu. 1913-1914 yılları arasında St. Petersburg Rasathanesi' nde çalıştı. Bir süre A. Sommerfeld ile Almanya' da çalıştı. 1915 yılında St. Petersburg da hidroteknik-tarım okulunda fizik dersleri verdi. 1921 yılında Estonya Tartu Üniversitesi' nde kuramsal fizik asistanı olarak görev yaptı. 1924 yılında aynı üniversiteye asistan profesör olarak atandı. 1934 yılında Kuramsal ve Endüstriyel Fizik Kürsüsü' ne ve 1935 yılında aynı kürsüye profesör olarak atandı. 1940-1943 yılları arasında İsveç Stockholm Üniversitesi Genel ve Anorganik Kimya Enstitüsü' nde çalıştı ve dekanlık yaptı. 1943 yılında Göteborg' da Chalmers Teknik Üniversitesi Fizik Enstitüsü' de çalıştı. 1945 yılından itibaren Stockholm Luma-Lampan Elektrik Ampül Fabrikası Spektro- Röntgenografi Laboratuvarı müdürlüğü yaptı. 1957-1970 yılları arasında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi (AÜFF) Fizik Bölümü' nde öğretim üyesi olarak çalışan Perlitz, burada, X- ışınları laboratuvarının kuruluşunu sağlamıştır. 
Profesör Perlitz, 1921-1940 yılları arasında çalıştığı Tartu Üniversitesi ve daha sonra çalıştığı yerlerde kuramsal fiziğe giriş, kuramsal fiziğin seçilmiş konuları, kimyasal ve istatistiksel termodinamik, elektrodinamik, atomistik dalgalar ve girişim, X- Işınları ve kristal yapılar, X-ışınları kırınımı yöntemi ile kristal yapı tayini konularında dersler vermiştir. Prof. Perlitz 1972 yılında vefat etmiştir. 
 
Harald Perlitz hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız
Prof. Dr. Rauf Nasuhoğlu, 1915 yılında Manisa'nın Gördes ilçesinde doğdu. Babası İhsan Nasuhoğlu’nun geniş çiftliğinde tütün ziraatinin meşakkatini ve köy halkının çalışmasını gözlemleyerek doğaya ve köy yaşamına olan sevgisini pekiştirdi. İzmir Atatürk Lisesi'nde başarılı bir eğitim hayatının ardından 1932 yılında Millî Eğitim Bakanlığı sınavını kazanarak Fransa Nancy Üniversitesi’ne gitti. Burada matematik özel sınıfını ve fizik lisans bölümünü başarıyla tamamladı.
 
Yurda döndükten sonra çeşitli liselerde fizik-kimya öğretmenliği yaptı, askerlik görevini tamamladı. 1943 yılında Trabzon Lisesi’nde öğretmenlik yaptıktan sonra Balıkesir Necatibey Eğitim Enstitüsü’nde, ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nde görev aldı. 1951 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nde doktora derecesini aldı ve 1953 yılında aynı fakültede öğretim üyesi oldu. 1954-1957 yılları arasında ABD Argon Laboratuvarı’nda, 1960-1961 yıllarında Almanya Mainz Gutenberg Üniversitesi’nde misafir hoca olarak çalıştı. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nde profesörlüğe yükselen Nasuhoğlu, fizik bölüm başkanlığı, fakülte dekanlığı ve UNESCO temsilciliği gibi görevlerde bulundu.
 
Nasuhoğlu, eğitimci kişiliğiyle öne çıktı ve fen eğitimi projelerinde Millî Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yaptı. Üniversitelerde genç fizikçiler yetiştirmek için Türk Fizik Vakfı’nı kurdu ve pek çok makale yayımladı. Türk Dil Kurumu için hazırladığı Fizik Terimleri Sözlüğü ile dilimize katkıda bulundu. Müzik ve doğa tutkusuyla dolu yaşamında, öğrencileriyle yakın ilişkiler kurdu ve eğitimde kalıcı izler bıraktı.
 
1983 yılında emekliye ayrılan Prof. Dr. Rauf Nasuhoğlu, yaşamı boyunca bilimsel araştırmalar ve çağdaş eğitim için çalıştı. Türk Eğitim Derneği’nin Hizmet Ödülü ve Fizik Mühendisleri Odası’nın teşekkür plaketini kazandı. 1987 yılında hayatını kaybeden Nasuhoğlu, Türkiye’ye ve üniversitelere hizmetleriyle unutulmaz bir iz bıraktı.
 
Rauf Nasuhoğlu hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

Adnan Sokullu, 1910 yılında İstanbul'da doğdu. Annesi Raziye Hanım, Özbekistan'dan göç etmişti ve Adnan'ın çocukluğu Üsküdar'da geçti. Babası Galip Bey'in ölümünden sonra, Adnan, Üsküdar'da annesi ve akrabalarıyla büyüdü. Bu dönemde, ailesinin değerlerine ve kültürüne bağlı kaldı, onların rehberliğinde kişiliğini şekillendirdi.

 

Adnan Sokullu, annesinin vefatından sonra kendi kararıyla Darüşşafaka'ya yazıldı ve burada geçirdiği yıllar onun bağımsızlık ve kararlılık duygusunu pekiştirdi. Bu süreç, onun azim ve çalışkanlıkla dolu bir hayatın temellerini atmasını sağladı. 1929'da Almanya'ya giderek Aachen Teknik Üniversitesi'nden teknik fizik mühendisi olarak mezun oldu. Almanya'daki yılları, onun bilimsel düşünce yapısını ve teknik bilgi birikimini derinleştirdi.

 

1935 sonlarında Teknik Fizik Yüksek Mühendisi olarak, İstanbul Üniversitesi Fizik Enstitüsü'ne Prof. Dr. Harry Demper'in yanında asistan olarak göreve başlar. Sonra doçent olarak atanır. Öğrencileriyle olan ilişkisi ve doğaya olan hayranlığı ile tanındı. Bu dönemde, öğrencilere ilham veren bir öğretmen olarak birçok genç bilim insanının yetişmesine katkı sağladı. Aynı zamanda, İstanbul Üniversitesi’nde fizik laboratuvarlarının modernizasyonunda büyük rol oynadı.

 

1960'da Keys Western Rizörv Üniversitesi'nin daveti ile Amerika'ya gider ve  Amerika'da araştırmalar yapar, ancak vatan hasretinin Adnan Sokullu’da dayanılmaz boyutlara gelmesiyle Türkiye'ye dönerek TÜBİTAK Araştırma Enstitüsü'nde araştırma müdürü olur. Burada, ülkesine hizmet etme aşkıyla birçok önemli projeye imza atar. Özellikle yarı iletkenler ve elektronik üzerine yaptığı çalışmalar, Türkiye'de bu alanların gelişimine büyük katkı sağlamıştır.

 

Adnan Sokullu, Doğu ve Batı kültürlerinin güzel bir sentezini oluşturan, sevgi dolu bir İstanbul beyfendisiydi. Yardımseverliği, bilime ve sanata olan ilgisi, onu unutulmaz kıldı. Hayatı boyunca birçok önemli eser yazdı. Bunlardan en bilinenleri arasında "Tecrübi Fizik Dersleri" ve "Denel Fizik dersleri" adlı kitapları yer almaktadır. Bu eserler, hem öğrenciler hem de araştırmacılar için önemli birer kaynak oldu.

 

Onun yaşamı, bilime adanmışlık ve insan sevgisiyle doluydu. Anısı, ailesi ve sevenleri tarafından hep sevgi ve gururla yaşatılacaktır. Adnan Sokullu'nun mirası, gelecek nesiller için bir ilham kaynağı olmaya devam edecektir.

Adnan Sokullu hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

Üstün bilim insanlığının yanı sıra, örnek hocalığı ve ”mekanik matematik" dalının ülkemizdeki gelişimine yaptığı olağanüstü katkıları dolaysıyla 1991 yılı TÜBİTAK Hizmet Ödülü'ne lâyık görülen Ord.Prof.Dr.Ratip Berker, 1909 yılında İstanbul'da doğdu. 
İlk ve orta öğrenimini Kadıköy Saint-Joseph Lisesi'nde 1926 yılında tamamlamıştır. Lisans öğrenimini matematik dalında Fransa'da Nancy ve Lille Üniversite'lerinde tamamlayarak (1932), Nancy Elektromekanik ve Tatbikî Mihanik Enstitüsü'nden mühendis olarak mezun olmuştur. 1933 Üniversite Reformu'ndan sonra riyâzî mihanik doçenti olarak İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ne tayin edilmiştir. Bu görevi 1934 yılından İtibaren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)'nde sürdürmüştür. Doktorasını yapmak üzere 29 Şubat 1936' dan itibaren Fransa'nın Paris şehrinde Lille Üniversitesi'nde çalışmalarına başlamıştır. Doktora tezinin orijinal adı “Sur quelques cas d'integration des equations du mouvement d'un fluide visqueux incompressible” dir. Ratip Berker 1939 yılında doçent olmuş, 15 Ekim 1943 tarihli toplantıda Ali Yar, Kerim Erim, Marcel Fouche, ve Patrick Du Val'den meydana gelen komisyon Ratip Berker'in matematik profesörlüğüne tayininin teklif edilmesini kararlaştırmıştır. Maarif Vekilliği, Ratip Berker'e profesörlük unvanı verilmesini uygun görmüş ve kendisi 20 Kasım 1943 tarihli bir kararla Fen Fakültesi Matematik Enstitüsü profesörlüğüne tayin edilmiştir. 1946 yılında çıkarılan bir kanunla profesörlerin ikinci bir üniversitede çalışması yasaklanmıştır. Bunun üzerine hem İstanbul hem de İstanbul Teknik Üniversitesi'nde çalışmakta olan Ratip Berker, İstanbul Teknik Üniversitesi'ndeki görevini tercih ederek İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ndeki görevinden ayrılmıştır.  1954 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde « Ordinaryüs Profesör » unvanını alan Berker daha sonra sırasıyla, « Indianan University Bloomington, Indiana, ABD ; « Lille University », Fransa (1962-1967) ; Paris-IV University », Fransa, (1967-1972) ve Boğaziçi Universitesi'nde (1972-1979) Profesörlük yapmış ; 1979 yılında emekli  olmuştur. 1968 TÜBİTAK Bilim Ödülü'ne lâyık görülen Ord. Prof. Dr. Ratip Berker, 1975 yılında Hacettepe, 1980 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi fahri doktorlukları ve 1983 yılı « Officier de la Legion d'honneur » ödülü sahibidir. 1991 yılında da TC Kültür Bakanlığı « Bilgi Çağı Ödülü »'nü kazanmıştır. 
1949-1951 ve 1952-1954 yılları « UNESCO Middle East Science Cooperation Officie » Başkanlığını sürdüren Ord. Prof. Dr. Ratip Berker, aynı zamanda, ” Bulletin of the technical University of İstanbul", “ Archive for Rational Mechanics and Analysis", International Journal of Engineering Science" adlı bilimsel dergilerde yazı kurulu üyeliği ve başkanlığı yapılmıştır. Kasım 1997'de İstanbul'da vefat etmiştir.  
 
Ratip Berke hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız
 

Sadrettin Tunakan, 1911 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Eğitim hayatına Darüşşafaka Lisesi’nde başlayarak 1930 yılında mezun oldu. Ardından 1932 yılında yüksek öğrenim için Almanya’ya gönderildi. 1938 yılında Frankfurt am Main Üniversitesi’nden fen doktoru unvanıyla mezun olan Tunakan, Türkiye’ye döndü ve 1940 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Umumî Fizik Kürsüsü’nde asistan olarak görev yapmaya başladı.

Fransızca ve Almanca dillerine hakim olan Prof. Dr. Tunakan, optik alanındaki bilimsel çalışmalarıyla tanınırken, bu dillerden pek çok çeviri ve yayın gerçekleştirdi. 1944 yılında doçent, aynı yıl Fen Fakültesi Genel Fizik Enstitüsü’nde profesör oldu. Türk Fizik Derneği'nin kurucuları arasında yer alan Tunakan, Genel Fizik Kürsüsü’nün başkanlığına getirildi ve bu görevini 1981 yılında yaş haddinden emekli olana kadar sürdürdü. 1978 yılında İstanbul Üniversitesi Senatosu üyeliğine seçildi.

Prof. Dr. Tunakan’ın öğrencileri, onun hem titiz bir akademisyen hem de nüktedan bir insan olarak hatırlıyor. Bir sınav sırasında yaşanan sigara içme olayında gösterdiği mizahi yaklaşımı, Sadrettin Hoca'nın öğrencileriyle kurduğu sıcak ve samimi ilişkilere örnektir.

22 Aralık 1999’da aramızdan ayrılan Prof. Dr. Sadrettin Tunakan, Türkiye’de fizik alanında bıraktığı derin izlerle her zaman hatırlanacak bir bilim insanı olarak anılmaya devam edecek.

Sadrettin Tunakan hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

1906 yılında Bağdat' da doğan ve Urfa ' da Büyüyen Mustafa Celal Saraç, ilk ve ortaokulu burada tamamlamıştır.  1922- 1923 yılları arasında Urfa Vatan ilkokulunda matematik öğretmenliği yapmış; 1926 yılında, Adana Lisesi'nden mezun olmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı'nın açtığı yurtdışı yükseköğretim sınavını kazanan Celal Saraç, 1932 yılında Fransa'nın Dijon Üniversitesi Fen Fakültesi matematik-fizik-kimya dalından mezun olduktan sonra, Adana Lisesi öğretmenliğine atanmıştır.

1933' de yapılan Üniversite Reformu ile oluşan, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Genel Fizik Kürsüsü doçentliğine naklen atanarak akademik hizmete başlayan Dr. Celal Saraç, 1942 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü matematik öğretim üyeliğine ve Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim Şube Müdürlüğü' ne atanmıştır. 1943 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi' nin kuruluşuyla bu fakültenin fizik profesörlüğüne ve Milli Eğitim Bakanlığı Talim-Terbiye Dairesi üyeliğine naklen atanan Celal Saraç, 1951-1953 yılları arasında Fen Fakültesi Dekanlığı yapmıştır. 1962 yılında Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Genel Fizik Kürsüsü profesörlüğüne atanmıştır. Ege Üniversitesi' nde Genel Fizik Kürsüsü' nü fiilen kuran ve Kuramsal Fizik Kürsüsü profesörlüğünü de vekâleten yürüten Prof. Dr. Celal Saraç, I I. 12.1963 yılında Ege Üniversitesi Rektörlüğü'ne seçilmiştir. 13.7.1976 tarihinde yaş haddinden emekli olan Prof. Dr. Celal Saraç'a, Ege Üniversitesi Senatosu tarafından 7.5.1991 tarihinde şeref doktoru ( Honorius- Causus ) unvanı verilmiştir. Denel Fizik, Genel Fizik ve Kuramsal Fizik kürsülerinden oluşan fizik kürsüleri grubunun fiilen başkanı olarak değerli hizmetler vermiştir. Prof. Dr. Celal Saraç, üniversitedeki akademik görevleri yanında, Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü Klasikler Tercüme Bürosu üyeliği (1946-1962), Ankara Radyosu Ahlâki Muhasebeler Komisyonu Başkanlığı (1952-1958) ve Ege Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü Müdürlüğü (1964-1976) görevlerini de yapmıştır. Dokuzu tercüme, altısı telif olmak üzere 15 kitap, 60 bilimsel makale yanında çeşitli dergilerde popüler makaleleri de yayınlanmıştır. Prof. Dr. Celal Saraç Fransızca, Almanca, Arapça ve Farsça bilmekteydi. Prof. Dr. Celal Saraç, 23.08.1998 tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir.

Celal Saraç hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

6 Şubat 1891’de İstanbul, Samatya’da dünyaya gelen Ord. Prof. Salih Murat Uzdilek, Türk bilim ve eğitim dünyasının öncülerindendir. Hocaların hocası olarak anılan Uzdilek, deniz subayı Giritli Şefik Bey’in oğludur ve erken yaşlarda disiplinli bir eğitim hayatına adım atmıştır.

1907 yılında Deniz Harp Okulu'ndan Teğmen rütbesiyle mezun olan Uzdilek, Mesudiye Zırhlısı ve Mecidiye Kruvazörü gibi çeşitli donanma gemilerinde görev yapmış, ardından telsiz telgraf alanındaki başarısı ile dikkat çekmiştir. Posta ve Telgraf Nezareti’nde açılan Yüksek Telgraf Mektebi’ni birincilikle bitirdikten sonra, 1914 yılında Londra Üniversitesi’nden elektrik mühendisi diplomasını alarak ülkemize büyük bir yetkinlikle dönmüştür.

Birinci Dünya Savaşı sırasında yurda dönerek Bahriye Nezareti’nde görev alan Uzdilek, eğitimci kariyerine Bahriye Mektebi ve ardından İstanbul Teknik Üniversitesi’nde başlamış, burada fiziğe ve matematiğe olan katkılarıyla tanınmıştır.

Türk eğitim sistemine getirdiği yeniliklerle adını tarihe yazdıran Uzdilek, 1917 yılında Gemi Mühendisliği bölümünün kuruluşuna öncülük etmiş, Türk Matematik Derneği ve Türk Fizik Derneği gibi bilimsel kuruluşların kurucuları arasında yer almıştır. Ayrıca, Arel-Ezgi-Uzdilek sistemi adıyla bilinen Türk müziği sistemini, müziğin matematiksel ve fiziksel temelleri üzerinde şekillendirmiştir.

52 yıllık devlet hizmetinin 42 yılını İTÜ’de geçiren Uzdilek, pek çok genç mühendisin ve bilim insanının yetişmesine katkıda bulunmuştur. 1960 yılında emekliye ayrılan bu büyük bilim insanı, 1967 yılında hayata gözlerini yummuştur.

Atatürk’ün en çok değer verdiği bilim insanlarından biri olan Uzdilek, ardında sayısız eser ve katkı bırakarak Türk bilim tarihinin unutulmazları arasında yer almıştır.

Salih Murat Uzdilek hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

Fahri Domaniç, 1935 yılında Bursa Erkek Lisesi' ni bitirdikten sonra, Millî Eğitim Bakanlığı bursuyla Götingen Üniversitesi'nde fizik öğrenimi görmek için Almanya' ya gitti. 1 940 yılında doktorasını tamamlayarak Türkiye' ye döndü ve 4 yıl sonra Yüksek Ziraat Enstitüleri'ne bağlı Tabii İlimler Fakültesi'nin fizik enstitüsünde göreve başladı. 1950 yılında doçent olarak Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi (AÜFF)' ne geçti. Ertesi yıl da deneysel fizik kürsüsünde eylemli doçentliğe getirildi.

1956-1959 yılları arasında Amerika' da araştırmalar yapan Domaniç, 1961 yılında AÜFF'de profesörlüğe yükseldi, Aynı yıl Atom Enerjisi Komisyonu (AEK)' nda danışmanlık görevini üstlenerek Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (ÇNAEM)’ nin kuruluş çalışmalarına katıldı. 1963-1967 yılları arasında AEK' nın genel sekreterliğini yaptıktan sonra 1968 yılında AÜFF' deki görevine döndü.

Bir süre İngiltere'deki Birmingham Üniversitesi'nde konuk profesör olarak bulundu. 1974' te Diyarbakır Üniversitesi Fen Fakültesi'nde fizik bölümünü kurarak ek görevle 1981 yılına değin ders veren Domaniç, 1948 yılında emekliye ayrılmasına karşın AÜFF'de nükleer fizik, Hacettepe Üniversitesi'nde de temel fizik derslerini sürdürdü.

Doktora tezinde sodyum klorür gibi alkali halojen kristallerin yan iletkenliğini konu alan Domaniç, önce AÜFF'de ardından İngiltere'deki İmperial College'da katıların elektrik ve magnetik özelliklerini araştırırken mikrodalga tekniklerinden yararlandı. ABD'de bulunduğu sıralar, Brookhaven Ulusal Laboratuvarı (Brookhaven National Laboratory-BNL-)' de iki yıl kadar reaktör nötronları ve nötron spektrometreleriyle çekirdeklerin yapısal özelliklerini inceleyerek, kazandığı deneyimle ÇNAEM'nde bir araştırma gurubu oluşturdu.

Bu gurupla birlikte, önce kristalli nötron rezonanslarının ölçümünü gerçekleştirdi.

Fahri Domaniç'in çalışma sahaları katı hal fiziği ve çekirdek fiziğidir.

Fahri Domaniç hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız

1918 yılında İstanbul' da doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul'da yaptı. Yüksek Öğrenime 1936 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi fizik-kimya dalında, Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi olarak başlayan Karaali, bu fakülteyi 1941 yılında bitirip, bu tarihten itibaren 1948 yılına kadar çeşitli liselerde öğretmenlik yaptı.

1948 yılın Ekim ayında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Umumi Fizik Kürsüsüne asistan olarak girdi ve 1953 yılında fen doktoru, 1956 yılında da üniversite doçenti unvanını aldı. Bu arada çalışmalarını optik laboratuvarlarında sürdürdü; ders uygulamaları yaptırdı.

1960-1962 yılları arasında ABD' de Purdue Üniversitesi'nde çalıştı. Doç. Dr. Selma Karaali' nin, bazıları Ord. Prof. Dr. Marcel Fouche ile birlikte yaptığı bilimsel çalışmaları solenoidler ve dielektrikler üzerinde yoğunlaşmıştır.

1963 yılında Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Genel Fizik Kürsüsü'ne atanan Karaali burada optik laboratuvarı kuruluşuna öncülük etti ve optik dersleri verdi. Bu üniversitedeki çalışmalarını ince filmlerin optik özellikleri üzerine yoğunlaştırdı. İnce Film Kaplama ve Elipsometre Laboratuvarı'nı kurarak bu alanda lisans üstü dersler verdi; tezler yönetti. E.E. Anderson' nun yazdığı Katıhal Fiziğine Giriş kitabını Türkçe' ye çeviren ve Fourier Analizi ile Geometrik Optik kitaplarının yazarı olan Doç. Dr. Karaali 1977 yılında emekliye ayrıldı.

Selma Karaali hakkında daha fazla bilgi edinmek ve yazılarını PDF formatında indirmek için lütfen tıklayınız